MUHARREM İNCE VE MEMLEKET PARTİSİ

Neden Sayın İnce.. Neden yeni bir hareket peşinde koştunuz.. Neden yeni bir siyasi parti kurdunuz.. Neden bunlara gerek duydunuz.. Ortada ana muhalefet partisi varken, neden kendinizi ayrı bir noktada konumlandırdınız.. Fizikçisiniz.. Bir güçle mücadele edebilmenin tek yolunun, ona karşı yönde daha büyük bir kuvvet uygulamak olduğu ortada iken.. Mevcut kuvveti parçalara ayırmanın matematiği olabilir mi? Olamaz.. Sayın İnce.. Belki CHP yönetimi ile anlaşamıyor olabilirsiniz.. Ama siz CHP ilkelerinden vaz mı geçtiniz.. Geçti iseniz, sorun yok.. Geçmedi iseniz sorun var.. Diyebilirdiniz ki vatandaşa.. "Ben partiden ayrılsam da yolum ve fikrim belli..Oyum olması gerektiği gibi CHP yedir..Siz de oyunuzu CHP ye verin, vermeye devam edin.." Böyle diyebilirdiniz.. Daha doğru olmaz mıydı? Ama siz başka yola gittiniz.. Şimdi, seçim zamanı gelince oyların nasıl bölündüğüne hep beraber şahit olacağız.. Umarım bölünmez..

TUNCELİ NERE, DERSİM NERE

Şunda hepimiz hemfikir olmalıyız diye düşünüyorum..
Normal yaşantımızı belirli bir çerçevede devam ettirirken, yaptığımız işler birbirini tekrar eder niteliktedir.
Örneğin her gün işe gidip gelmek gibi..Her akşam televizyon seyretmek, ya da uyumak gibi..
Günler ve haftalarca, ya da hayat boyunca..
Ancak bu saydığımız eylemler aslında birbirinden farklı eylemlerdir.
Şöyle ki..
Bazısını keyif aldığımız için, bazısını da yapmak zorunda olduğumuz için yaparız bu eylemleri..
Keyifle yaptığımız eylemler, sıkıntı çıkarmaz..Adı üstünde, keyif alıyoruz bu durumdan..Dolayısı ile, nadir durumlar dışında, sürekli yapar dururuz ve değişiklik istemeyiz..
Bizim hayatımızda değiştirdiğimiz şeyler, hep sıkıntılı olan konulardır..
İş gibi..
Eğer işimizden memnunsak, düzenimizi bozmayız..Emekli bile olmak isteriz o işten..
Ama memnun değilsek, iş değişikliğine gitmek isteriz..Ancak asla ve asla ben artık çalışmayacağım diyemeyiz, zira yaşantımızı sürdürebilmek için çalışmak zorundayız..Ve iş bulamıyorsak eğer, sevmediğimiz işlerde dahi çalışmak durumunda oluruz..
Hayatımızda herhangi bir değişiklik yapacaksak, o konuyu ölçüp biçmek gerekmektedir..Ne getirir, ne götürür diye..Yoksa her şey yolunda gidiyorsa, zaten bir değişiklik istemeyiz..
Özet..
Şimdi gelelim konumuza..
Yazımız, Tunceli Belediye Başkanı' na..
Herkesçe kabul gören, alışılagelmiş, üstelik en önemli değerimiz olan cumhuriyet ile verilmiş bir isimi değiştirmek neden?
Haydi, değiştirdiniz..Neye katkı sağlayacak?
Öncelik sıralamanız yok mudur? İşsizlik gibi, ekonomi gibi, eğitim gibi..Bu sıralamadan daha önemli ne olabilir?
Biz fabrika açabildik te adı Tunceli diye mi çalıştıramadık..Ya da adı Dersim olunca milli gelir mi artacak?
Bu olay şimdi gündemi değiştirecek..Bir zaman tartışılacak..Hem de hiç yok yere..
Yapmayın Sayın Başkan..
İnsanlar zorluk yaşıyorsa ve öncelikle bu konuya çözüm getirilemiyorsa, adı Dersim olsa ne olur, Tunceli olsa ne olur?