MUHARREM İNCE VE MEMLEKET PARTİSİ

Neden Sayın İnce.. Neden yeni bir hareket peşinde koştunuz.. Neden yeni bir siyasi parti kurdunuz.. Neden bunlara gerek duydunuz.. Ortada ana muhalefet partisi varken, neden kendinizi ayrı bir noktada konumlandırdınız.. Fizikçisiniz.. Bir güçle mücadele edebilmenin tek yolunun, ona karşı yönde daha büyük bir kuvvet uygulamak olduğu ortada iken.. Mevcut kuvveti parçalara ayırmanın matematiği olabilir mi? Olamaz.. Sayın İnce.. Belki CHP yönetimi ile anlaşamıyor olabilirsiniz.. Ama siz CHP ilkelerinden vaz mı geçtiniz.. Geçti iseniz, sorun yok.. Geçmedi iseniz sorun var.. Diyebilirdiniz ki vatandaşa.. "Ben partiden ayrılsam da yolum ve fikrim belli..Oyum olması gerektiği gibi CHP yedir..Siz de oyunuzu CHP ye verin, vermeye devam edin.." Böyle diyebilirdiniz.. Daha doğru olmaz mıydı? Ama siz başka yola gittiniz.. Şimdi, seçim zamanı gelince oyların nasıl bölündüğüne hep beraber şahit olacağız.. Umarım bölünmez..

KÖTÜ FUTBOLCU YOKTUR

Baştan söyleyelim..
Kötü futbolcu yoktur, kötü sistem ya da sistemsizlik vardır..
Sylvester Stallone, yıllar önce Rocky isminde bir film yapmıştı..Sonrasında da bu filmin devamı niteliğinde senaryolar oluşturmuş ve bir seri haline getirmişti..
İzleyenleriniz vardır..
Serinin dördüncü bölümünde, teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak çalışan Rus boksöre karşı, doğa ile bütünleşip ilkel metotlarla hazırlanan Amerikalı boksörün mücadelesi anlatılıyordu..
Bu mücadelenin galibi, tamamen doğal antrenmanlarla hazırlanan Amerika' lı boksör olmuştu..
Aslına bakarsanız, hayatın her anında karşılaşabildiğimiz bir örneklemedir bu film..
Tamamen, inanmak ile ilgili bir süreç ve bu sürecin sonucu nasıl etkileyebileceği resmedilmektedir..
Futbolda da aynı durum geçerlidir..
Her transfer sezonunda içimiz kıpır kıpır olmakta ve kadronun değişmesi beklenmektedir..
Oysa gitmesi istenen ve eleştirilen futbolcuların bir çoğu, önceki sezon veya sezonlarda alınması arzu edilen oyunculardır..
Bakınız..
Bu durum, ancak bir sistemsizlik nedeni ile açıklanabilir..
Bir sene önce büyük bedellere aldığınız bir futbolcuyu hemen eleştirmek, gitmesini istemek sıkıntıyı ötelemekten başka bir şey getirmeyecektir..
Unutulan ve/veya atlanılan konu, belki de Türk Futbolunun en büyük sorununun, Pozisyon Alma ve Duruş Bilgisi noksanlığı ile ilgili oluşudur..
Yeteneksizlikten değil, bilgisizlikten dolayı başarı gelmemektedir..
Asla demek doğru olmaz ama, büyük oranda, başarısızlık oyuncu kalitesi ile ilgili değildir..
Her hoca, kendi sistemini anlatana kadar zaman geçmekte ve oyuncu bocalamaya başlamaktadır..Zira oyuncunun alacağı rol gereği, durması ya da olması gereken yer de değişmektedir..
Bunun adı sistemsizlik veya formatsızlık olabilir..
İstenileni yapamayan futbolcu, yeteneğinin eksikliğinden ziyade, sistem arayışının azizliğine uğramaktadır..
Bozulan moral, başarıya engeldir..
Önce sistemimizi belirlemeli, sonra bunu pekiştirmek adına gerekli çalışmaları yapmalıyız..
Ve kadroya inanmalıyız..
İnanmak motivasyonu, motivasyon öz güveni tetikleyecek ise, başarı anahtarı transferden ziyade burada yatıyor olmalıdır..
Aksi durumda yapılacak her değişiklik, yeni maceralardan öteye gitmeyecektir..