MUHARREM İNCE VE MEMLEKET PARTİSİ

Neden Sayın İnce.. Neden yeni bir hareket peşinde koştunuz.. Neden yeni bir siyasi parti kurdunuz.. Neden bunlara gerek duydunuz.. Ortada ana muhalefet partisi varken, neden kendinizi ayrı bir noktada konumlandırdınız.. Fizikçisiniz.. Bir güçle mücadele edebilmenin tek yolunun, ona karşı yönde daha büyük bir kuvvet uygulamak olduğu ortada iken.. Mevcut kuvveti parçalara ayırmanın matematiği olabilir mi? Olamaz.. Sayın İnce.. Belki CHP yönetimi ile anlaşamıyor olabilirsiniz.. Ama siz CHP ilkelerinden vaz mı geçtiniz.. Geçti iseniz, sorun yok.. Geçmedi iseniz sorun var.. Diyebilirdiniz ki vatandaşa.. "Ben partiden ayrılsam da yolum ve fikrim belli..Oyum olması gerektiği gibi CHP yedir..Siz de oyunuzu CHP ye verin, vermeye devam edin.." Böyle diyebilirdiniz.. Daha doğru olmaz mıydı? Ama siz başka yola gittiniz.. Şimdi, seçim zamanı gelince oyların nasıl bölündüğüne hep beraber şahit olacağız.. Umarım bölünmez..

MADENCİLİK TARİHİ

Merhaba, 
Madencilik mesleğini diğer meslek dallarından ayıran en belirgin ve bilinir fark, maden rezervlerinin tükenir olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte insanlık tarihinin en eski mesleği olan madencilik, son yarım yüzyıl içinde çok büyük bilimsel ve teknolojik yenilikler geçirmekte ve bu süreç devam etmektedir. 
Madenciliğin ilk çağları ile ilgili çeşitli kaynaklardan alıntıları, paylaşmak istiyorum.
Madencilikte ilk defa bir patlayıcı çeşidi olan kara barut 1627 yılında, Slovakya’da bir maden kuyusunun açılması sırasında kullanılmıştır. Bu kasabada 1762 yılında dünyanın ilk madencilik akademisi de kurulmuştur. Tarihte bilinen en eski maden Esvatini’daki Aslan Mağarası'dır. 43.000 yıllık olduğu radyokarbon tarihleme yöntemiyle tespit edilen bu sahada, paleolitik dönem insanları demir ihtiva eden hematit madeni çıkarmışlardır. Benzer yaşlardaki Neandertal dönem insanların silah yapımında kullanılmak üzere çakmak taşı madenciliği yaptıkları sahalar Macaristan’da da bulunmuştur. Erken dönemlerde yapılan madenciliğe başka bir örnek de eski Mısırlılarca Sina Yarımadası’nda işletilen turkuaz madenidir. Turkuaz, ayrıca Kristof Kolomb öncesi Amerika’da New Mexico’daki Cerillos Maden Bölgesi'nde de çıkarılmıştır.(1)
Eski dönemlere ait buluntular, günümüze ışık tutan değere sahiptirler. Bu nedenle özenle saklanmaktadırlar.
Bu konudaki araştırmalar önceki ismiyle MTA Enstitüsü tarafından 1976 yılında başlatılmıştır. Madenciliğin beşiği olarak kabul edilen Anadolu’da eski maden galerileri ve çevresinden toplanan materyaller kronolojik bir düzenleme içerisinde açıklamalarıyla birlikte bu bölümde sergilenmektedir . Bölümde, yaklaşık 200 örnek ile M.Ö. 2000’de bakır cevherinin nasıl işlendiğini anlatan bir canlandırma alanı ve maketi, M.Ö.600’ de bakır altın gümüş madenciliğini anlatan sementasyon ve küpelasyon işlemlerine ilişkin canlandırma alanları bulunmaktadır. Anadolu Madencilik Tarihi konusunda Türkiye’de Madenciliğin Tarihsel Gelişimi projesi kapsamında Türkiye genelinde jeo-arkeolojik çalışmalara devam edilmektedir. Tarih öncesi dönemlerde deneme-yanılma yöntemiyle başlayan metalik maden arayıcılığı günümüzdeki maden jeolojisine ait araştırmaların başlangıcı olmuştur. Anadolu'nun jeolojik yapısına baktığımızda, bölgenin maden yatakları açısından çok zengin oluşu, tarih boyunca buraya yerleşen insanların madenlere kolayca ulaşmasını sağlamıştır. Madeni tanımayan insanlar, doğada parlak rengiyle dikkati çeken hematit, malahit ve benzeri minerallerin farkına vararak, deneyimlerle onları boya malzemesi olarak kullanmayı öğrenmiştir. Günümüzden 10 bin yıl önce Diyarbakır Çayönü Tepesi ve Aksaray Aşıklı Höyük'te daha çanak çömlek üretimine geçilmeden, doğal olarak bulunan saf bakırın toplandığı, balık oltası, iğne ve boncuk gibi küçük nesnelerin üretildiği görülmüştür. Toplayıcılık özelliğini sürdüren Anadolu insanı, doğada bulduğu saf bakırı öncelikle döverek biçim vermeye çalışmış, soğuk dövülen bakırın zamanla çatladığını, kırılıp koptuğunu, ama ısıtıldığında bu yeni malzemenin daha kolay işlendiğini ve plastik özelliğini kazandığını gözlemlemiştir. Madenin işlenmesinde ısının kullanılması toplumların gelişmesinde en önemli etkenlerden biri olan madenciliğin temelinin atılmasına neden olmuştur.(2)
Eski çağlardaki yegane yakıt kaynağı odun ve odun kömürüydü ve bu da tümüyle madencilik sahası yakınlarındaki orman varlığına bağımlıydı. Tunç Çağında (M.Ö.2000) ilkel koşullarda küçük çaplı madencilik faaliyeti, yüzey madenciliği yoluyla başlamıştı. Madenciler, basit bir şekilde yüzeyde gördükleri mavi ve yeşil bakır damarlarını takip ediyorlar, fakat kısa süre sonra bu bakır damarları boyunca, yatay ve dikey dar tüneller açarak ilerliyorlardı. Binlerce taş balta, ezme taşı, havan ve diğer taş aletler ortalama bir Tunç Çağı maden sahasında kullanılan temel aletlerdi. Bazıları madeni açmak için, bazılar ise metalurjik faaliyetlerde kullanılmaktaydı. Bu nedenle hemen her zaman bir Tunç Çağı bakır madenine, bir taş ocağı eşlik etmektedir. Cevher, taş aletler kullanılarak ezilir ve bakır tozları elde edilirdi. Bu tozlar, kase biçimli bir fırının içine odun kömürü ile birlikte yerleştirilirdi. Fırına keçi derisinden körüklerle hava pompalanır ve bakırın ergimesi sağlanırdı.(3)
Kaynaklar 
(1)Wikipedia 
(2)MTA 
(3)MTA